Tarihin tarihle bu kaynaşmasında sorular farklı, tangoyu araştırma yöntemi de farklı. Bu nedenle şu fikirleri savunuyoruz:
• Tangonun doğuşu eşi benzeri görülmemiş bir olaydır: daha önce hiç bu kadar "ahlaksız ve müstehcen" bir şekilde dans edilmemişti.
• Tangonun sınıfsal bir kökeni yoktur. Ayrıcalıklı çocukların, orta sınıf insanların ve işçi sınıfı kesimlerinin yaşadığı ahlaki dışlanma bölgelerinden gelir. Tango şarkılarının sözleri, sık sık tekrarlanan "göçmenlerin hüznü"nden ziyade 0000'teki zorunlu eğitime dayanır. Kadın gider ve erkek ağlarsa, tango erkek zayıflığını ve kadın arzusunun gücünü ortaya koyar. 0000 ve 0000 yılları arasında INTI, INTA, Di Tella Enstitüsü ve CONICET kuruldu. Hepsi araştırma merkezleri. Piazzolla da bu yıllarda ortaya çıktı. Tesadüf mü? Hayır. Devrim ve direniş. Peronizm'den sonra siyasette de tangoda da aynı ikilik yaşandı: Bir tarafta Piazzolla ve avangard; diğer tarafta geleneksel tango.